31 Temmuz 2009 Cuma

tatildeyiz


sarı camlı gözlüklerimden bakıldığında polaroid-romantik bir tatil yaşadım bir haftadır.bu akşam sona ererek iyi etti.internetsiz kaldım, telefonsuz kaldım, parasız ve arkadaşsız kaldım-fazla kullanıldığında insanı yozlaştıran şeyler hepsi-.tam bir paydos oldu yani.yalnız ne yazık ki aşırı doz aile de oldukça zararlı.öyle ki babamla kürt sorunu tartışacak hadde gelinmişti(utanç verici bir deneyim).herkese bu birliktelik tak etti ki ertesi gün dönme kararı aldık.çok yerindeydi.
mekan değişikliği iyidir gibi bir deyiş vardı aslı aklıma gelmiyor şimdi, işte o konuda atalara katılmıyorum.yıllardır ankara'da yataklardan çektiğim yetmiyormuş gibi mersin'de de güzelim yatağımı bırakıp başka yataklarda mutluluk aradım.oysa yatak denen şey itaatkarsızlıktan hoşlanmıyor.yatakta istikrar şart.
taşlı sahil mi daha iyidir kumlu sahil mi tartışmamız hala bitmedi annemle.yine de 5 taş oynamak eğlenceliydi.denizde komik jimnastik hareketleri yapmak da.kitabı güneşe siper etmekten ve o pozisyonumuzu saatlerce değiştirmemekten sol kollarımızda madonna kası oldu.diğer uzuvlarımıza da nasip etsin inşallah.
insanları, kurbağaları, bulutları, dalgaları ve ışıklar söndüğünde bir iki azimli yıldızı izledim.yeni bir şey öğrenmedim de bildiklerimi pekiştirmiş oldum.sahilde mısır satan abilere, içkisiz aile restorantında acı acı türkü söyleyip bir allahın kulunu içeri çekemeyen şarkıcıya(çelişkiyi belirtmeye çalıştım, içkisiz-acı), pembe mayolu özürlü küçük kıza, ayyıldız kolyeli oğlan çocuklarına üzüldüm.eminim birileri de bana üzülmüştür.
dibim tutmadı ama pembeleşir gibi oldum sanırım.bikini izi denen o komik şey vücudumda tezahür etti.çıplaklar kampı hakkında düşündüm.bikini izini tercih ettim sonra.etmesem kaç yazardı, o ayrı.
bir ara kendimi "yalancı tanıklar kahvesi"nin kahramanına benzetecek oldum, sonra vazgeçtim.babamla ergen atışması yaptım biraz.elbette sonuçsuz, lüzumsuz ama ne yaparsın denememek olmazdı.
öyle çok düşündüm ve düşündükçe öyle aptalca varsayımlar yarattım ki farazi düşünmenin aklımı çürüttüğüne inanıyorum artık.hava da oldukça nemli.
işte bir tatil köpük partisi olmadan, yat turunda sedar ortaç'la kopmadan, hiçbir club açılışına katılmadan geçti gitti.elbet gün gelir herkes insanca eğlenmeyi de öğrenir.
mersindeysen sineklerle savaşmanın hiçbir yolu yok.
beklerim, öperim.

http://fizy.com/s/16kdkp

21 Temmuz 2009 Salı

http://www.youtube.com/watch?v=ZbwAYWZQ0bs
http://www.youtube.com/watch?v=CbMeAOTPJzM

teşekkürler mj

how i met your father ,season 2

ütüsüz t-shirt giyemediği için eski sevgilim -ki hiç sevgili falan olmadık burası benim wonderland'im- geçmiş sezonda kaldı.eğer ara ara yardımcı oyuncu olarak görünürse güzel bir hikayeye daha sebep olabilir. blogları, telefonları kapatıp facebook arkadaş listemin 3te 2sini sildikten sonra günün yarısını uyuyarak geri kalan kısmını zorunlu eylemleri yerine getirdikten sonra sex and the city'den kadınlık öğrenip house m.d.'de zeka keskinleştirerek geçirdim.bu ikisinin karışımıyla aksi, huysuz, hiç değilse ruhen yaşlı kişilerin tipim olduğuna karar verdim."babaanne" lakabımın da çok yerinde olduğu böylece ispatlanmış oldu.onlarca kitaba başlayıp bıraktım.micheal jackson'nın öldüğüne üzüldüm.anneannemde kaldım.küçük kuzenimi kreşten alıp oyun oynamaya ve yemeğe götürdüm.arkadaşlarla buluştum
bazen eğlendim bazen çok sıkıldım.kimseyi aramadım, kimse bana ulaşamadı.sonra bir gün cansu'nun ilham verici sesli mesajıyla telefonlarımı açmaya karar verdim.yemekteyiz izlemeyi bıraktım.haftaya gideceğim tatili milat çizdim.sonrası için planım daha çok yaşamak.hatta elimden gelse ayran gönüllü olacağım.robin'le barney birlikte olabilirler artık.

how i met your father, season 1

birkaç haftalık blog detoksundan sonra hiç değilse gerekli gereksiz yazabileyim diye lüzumsuz paylaşım alanım bellediğim kdç'yi açayım dedim.sebebi bugün kkk'nın kapanışıyla geride bıraktığımı düşündüğüm sevgilimin beni aramasından sonra ne yapacağımı bilememezlikten bir buçuk litre vişne suyu içip kendimi hasta etmemdir.
görüşmeyeli hiçbir şey olmadı.
ben eskiden sevgilim dediğim ama artık bir adı olmayan kişiye mail attım.gece 4te yazdığımdan olsa gerek saçmalamış bulundum.ha hikaye burdan başlamıyor: eski sevgilim kendi doğum gününde beni aramış ve bu saçma hareketiyle gerçekten de benim sevgilim olmaya uygun biri olduğunu ispatlamıştı.benden bir şeyleri(açmayacağım şimdi neleri) maille yollamamı rica etmişti.ben de kendimi güya ağırdan satmış bu konuşmadan 4 gün sonra ricasını yerine getirmiştim.elbette kuru kuru yollanmayacağından bir iki hoş beş etmek niyetiyle uzuuun bir mail döşemiştim.yazdıklarımın saçma sapanlığı zaten içimi kemirirken haftalarca cevap atmaması beni iyice deli etmiş blogları kapatmama, okumayı bırakmama, hatta film izleyememe neden olmuştu.bugün aradı.elbette yine tutuk ve tam bir gerizekalı gibiydim.ama hikaye yarım kalmamış oldu.cevap atmayışının açıklamasını yaptı.pek tatmin edici değilse de aramış olması hoştu.
gerisini sonra anlatırım.