
koçtaş'ta kamp sandalyesi 13,90tl.ayak uzatmak için yeri bile var!bak.
ankara'da ilk boş gün işim onu almak olacak.sonra da fransızcaya yazılacağım.hem de haftasonu grubuna (haftasonunda da erken kalkmayı göze alarak, bile isteye!). alttan iki ders aldığımı ve birinden zaten geçmiş olduğumu da hatırlatmak isterim.bilen bilir o biri de siyaset bilim, sınavına gir çık ya da ödevini yap ver dersi değil.dün aklıma estiği üzere sosyoloji dersine de tekrar gireceğim.resmi olarak tekrar alma değil (tabii şimdilik). bunlarla birlikte ilef'in fotoğrafçılık derslerine de girmek planlarım arasında.artık karanlık çıkan fotoğraf istemiyorum.sinema tarihi dersi de var mıdır?
bu planların kabarttığı hevesle "yahu okusam da anlar mıyım ki?" ve "ooo, bunu not tutarak okumak gerek" tipi okumalara başladım.görseniz, imrenirsiniz.
hatta sesleri daha kısa çıkarabileceğim konusunda kendimi ikna etmiş sayılırım."e"lerim bile bu iradem karşısında düzelir gibiler.kuram değil de tarih okumaya ne zaman cesaret bulacağım bilmem.inanıyorum ki o da yakındır.
okulun 14 eylülde açılacağını öğrenmek beni yazın kapanış seramonisini düzenlemeye itti.bunun da en baş öğesi geleceğe ilişkin ümitler tasarlamaktır.kağıt kalemle yeni bir bütçe planlayayıp neleri finanse ettirebileceğim kararlaştırılır.zamanla ilgili ayarlamalar yapılır.ve bunları yaparken hep hiç olmadığım biri olacakmışım gibi bir varsayımdan yola çıkılır.aslında öyle de olur.
gelecek planım: daha nitelikle zaman kullanımı.bu yolda geçen sene televizyonun üstünü örtmüş, seda sayanı hayatımdan çıkartmıştım.(hazırlık senesinde gerçekten de hayatımın bir parçasıydı, karikatürize etmiyorum.) bu sene başka sevimsiz kısıtlamalar da getireceğim.daha bet, daha sevimsiz ve kavgacı olasım var.bu tutumun alt yapısını yalnız ve fotoğrafsız(bir ilgi alanı olanından değil elbette) zaman geçirerek hazırladım.zaten içimde hep bir gıcık kişi olma potansiyeli vardı, house daha da tetikledi sağolsun.her geçen yıl daha akademik ve daha çekilmez olmak istiyorum.
yazmaya mola verip facebook'a girdiğimde gördüm ki birçok kişi yurtdışı görgüsüzlüğüne kapılmış.(elbette ırmak ve deniz gibi görmüş geçirmiş bir gezici ruhu kast etmiyorum.) ben "sen neler yaptın?" sorusunu sormaksızın (ki sorar mıyım hiç!) umarım anıları gözlemleri anlatmaya, turistleşmenin verdiği özgüveni sergilemeye kalkışmazlar.ya da kalkışırlar, ben de yeni ümitlere ne kadar yakınım görmüş olurum.(bunları sıdıka sendromuyla yazmıyorum.birinin "çok eğlenceliyim, girişkenim, deliyim." gösterisi diğerinin güneş görmemiş cildini kızartmamalı.hele bu amaçlı bir anlatı hiç yapılmamalı.kişisel olarak da hoşlanmıyorum canım.)
.......................................
koçtaş'ta mono dome iki kişilik çadır 29,90. o da çok iyi!çocukluk özentilerimin (hollywood'dan hatırlayacağınız odada çadır kurup anne babaya küsünce onun içinde takılma faztezisi) bu kadar ucuz olacağını düşünmezdim.
hamak 19,90 ben daha ne diyeyim! çevir çevir oku inanılmaz zevk veriyor koçtaş katoloğu.bundan sonra bütün hediyeleri koçtaştan alacağım.
-şimdi öğrendim: somut plan yapmak şiddete teşvik ediyormuş. hayırlısı.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder