sayın johnnie walker dilimi, boğazımı yaktı ve bir türlü yerlerini öğrenemediğim organlarımdan dolandı.o sırada ben yeni tanıştığım bir yazarın ruhunu çalmaktaydım.nedense kendimi bir felakete hazır hissettim.ertesi gün deprem olsa, sel olsa, darbe olsa, kıyım olsa şaşmayacaktım.hiç yapmadığım yüzlerce şeyle birlikte ölmeye bile hazırdım.oysa hep "elimizdeki tek sermaye yaşamak" derdim ukala, akıllı ağzımla.o anda tereddüt etmeksizin sermayeden de vazgeçmiştim.
az bir zaman sonra yüzüm ve ellerim yanmaya başladı.ne çabuk!, dedim kendi kendime.henüz yarılamamıştım bile kitabı.johnnie'yi biraz bekletmeye karar verdim.sol bacağımdaki yarayı kaşıyarak yeniden açtım.sırf şimarıklığına üstüne johhnie'den döktüm biraz, etki etmedi.kapalı yaraları yakmak gibi bir adeti var zannediyorum.kanımın tadına baktım sonra.her zamanki gibi eşsiz bir lezzeti vardı."bunları yazmalıyım..." diye düşündüm. yazdım.
okudum bir süre daha.gözlerim ağırlaştı.güzel ayracımı tam ortasına batırdım kitabın.konuşmak istedim:
her geceyi bir tür dinsel ayine çevirerek kendime itaat etmiş oluyorum.belki de başka şeylere itaat etmemiş olmanın zaferindendir bu kutsama seansları.neyse ne, kendimi yaşıyormuş gibi hissettiriyor -aynı yazdıklarımın akıllıymışım gibi hissettirişi.
dışardaki kapı gıcırdıyor insanlar gelip geçtikçe.kendimi zeki demirkubuz filminde gibi hissediyorum.gerçi ben hep kendimi bir filmin,bir şiirin içinde farz ediyorum.daha manidar geliyor öylesi.ki öyledir.
her yudumda öksürüyorum.arada bir de hapşırıyorum."çok yaşa" denmese de yaşıyorum.mühim olan nitelik diyorum.
ellerime ve yüzüme bakıyorum, sesimi ve seslenişimi düşünüyorum.bir türlü alışamayacağım kendime sanıyorum.umuyorum başkalarına göründüğüm gibi olmayıp olduğum gibi görünüyorum.
şimdi gidiyorum.zorundalıklarım var.
adetten oldu diye belirtiyorum ki ben bunu (http://fizy.com/s/1053hr) dinliyorum.konuyla hiç bir alakası yok, biraz huşu sağlıyor, o kadar.
sevgiler kendinden sevgili okurlar...
bu türkü cemal süreya'nın fotğraf'ındaki çocuk gibi.
YanıtlaSil"güzel anılar gibi hüzünlü,
hüzünlü şarkılar gibi güzel"
hem de kısa ya çocuk gibi, o bakımdan. neyse gene uzattım. bakma kusuruma!
uzatmasan eksik kalırmış, sen hala kusur diyorsun!
YanıtlaSil