28 Kasım 2009 Cumartesi

gelenek nedir?

sevgili yeğenim aylin'e
"geldiğin yeri unutma"
latif dayı
yazdı dayım "quarreling with god"ın baş sayfasına.dedemin ölümüyle o, tanrıyla atışmaya uzun zamandan sonra yeniden başladı.inanıp inanmadığını merak etsem de soramıyorum ağızda çok çiğ durduğundan bu soru.var bir kavgası ama işte, tapınacak değil savaşılacak bir şey olarak görüyor galiba onu. bende, biliyorsunuz, o'lar küçük yazılıyor.
annem yaşar kemal sever, aytmatov sever.ben de severim.gelenek bilirim, gelenekle yaşamak ne anlarım bu sebepten.fakat gelenekle nasıl bir bağ kurulmalı henüz içinden çıkabilmiş değilim.nice rol, bir çocuk-genç olarak, bir kadın olarak, bir modern insan-birey olarak bana dar, bize dar.nice modernlik de el öpen, kahve yapan, akrabalıkları ister istemez yaşatan, anne babayla yine ister istemez bin türlü bağ ile bağlı ben, biz için şimdilik büyük gelir.aklıma berman'dan bir söz geliyor her gelenek deyişimde.dua gibi tekrarlayıp duruyorum içimden: "gelenek düpedüz uysal köleliktir." itaatkar olma!itaatkar olma hiçbir şeye, hiçkimseye karşı!ant içip şerefim üstüne, saf tutuyorum bu düstura. yine de işte "toprak ana", "beyaz gemi", "gün olur asra bedel",...yeniye tapınma, oldukça "modern" bir tutumdur üstelik ve modern sözcüğü pek çok kötüleyici anlam barındırır.gerçi tırnak içinde ne yazılsa bir yerinden mutlaka mecaza takılır.
yani geldiğim yeri unutmayacak olsam da utanmadan onu tırnak içine alabilirim.

iran sineması üzerine okurken de bayram ritüellerini uyuşmuş bir biçimde yerine getirirken de "gelenek ne menem şey böyle?" diye sorup durdum kendi kendime.bir yere vardığım yok.o yazının da aralıkta teslim edileceği yok zaten.
bu arada, iran sineması üzerine söyleyecek sözünüz varsa söyleyin, yazayım.

*
sevmezsiniz ama dayımla başladım, dayımla bitireyim: bana seni gerek ve yunus emre'den dost deyi deyi
bir de bir film izle(til)dim bugün: (1965) sevmek zamanı.müşfik kenter'in gençliğini gördüm. teşekkürler inci.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder