30 Aralık 2009 Çarşamba
arkhe
bembeyaz bir duman, öyle cilvelisinden de değil, sevdiğin bir ateşten doğma bir duman şimdi dudaklarında.hani o daha küçücük bir alevken almıştın avcuna.küçük bir kız çocuğu kadar neşeliydi o zamanlar.çabuk büyümüştü.kızıl bir kadın olmuştu sen daha ona masal anlatma hevesini tüketmemişken.anasına kötülük babasına düşmanlık etmişti onbeşinde.onaltınsa namı şehrin bütün düz ve meslek liselerine yayılmıştı.en çok da kömür gözlü kızlar anardı onun adını, pek sevimsiz sıfatlarla. o oldukça memnundu bu durumdn keza.pek akılsız, pek arabesk oğlanları yakmakla başladı ateşlik yaşamı.herakleitosla devingen bir aşk yaşadı sonra.ne ki ikisi de bilirlerdi bir nehirde iki kez yıkanılmayacağını, bir ayrılık sonları oluverdi.sonra toparlayamadı kendini bir daha.de ki hava değişikliğinden, kim inkar edebilir? başka yanma biçimleri öğütledilerse de ona, kulak asmadı. adam ha bire değişir diyordu, geçer diyordu bir filozof çalımıyla.ateş önce kendini yaktı hem de en kor çağında kimbilir kimin dudaklarının arasında.aşk dedikleri şey bembeyaz bir duman, öyle cilvelisinden de değil, yalnız bir zamanlar sevilen bir ateşten doğma bir duman dudaklarında.
Kaydol:
Kayıt Yorumları (Atom)
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder